İkindi İle Akşam Arası Uyumak Sakıncalı Mı?
İkindi İle Akşam Arası Uyumak Zararlı Mıdır?
İslam dininde bazı vakitlerde ibadet yapılması mekruh kabul edilmiştir. Bu vakitlerden birisi de ikindi ile akşam arası yer alan ikindi kerahet vaktidir. Ayrıca günün bazı vakitlerinde uyumak da hoş karşılanmamıştır. Bu nedenle akıllara merak edilen şu soru gelmektedir. Dinimize göre, ikindi ile akşam arası uyumak sakıncalı mıdır?
Kerahat vakti olan ikindi ile akşam arası uyumak ile ilgili dinen bir yasaklama bulunmamaktadır. Ancak bu vakit insanın gün içinde en verimli olduğu zaman aralığıdır. Bu nedenle ikindi ile akşam arası uyumak yerine güzel işlerle meşgul olmak tavsiye edilmiştir. Dinimiz göstermektedir ki, ikindi kerahat vaktinde uyku yerine güzel işlerle meşgul olmak, bizler için hem daha hayırlı hem de daha sağlıklıdır.
Hadis-i Şerif ile de buyrulduğu üzere, uyku bir dinlenme aracıdır. Ancak dinimizde kerahat vakti olan ikindi ile akşam arası uykunun insan için verimli olmadığı vurgulanmıştır. Bu nedenle de ikindi kerahati uyku dinen hoş karşılanmamıştır.
“O (Allâh), geceyi sizin için (örtünecek) bir elbise, uykuyu bir dinlenme, gündüzü de kalkıp çalışma zamanı yapmıştır.” (el-Furkân 25/47)
Peki, diğer kerahat vakitleri nelerdir? Kerahat vakitlerinde uyumanın bilimsel zararları var mıdır ve neden kerahat vakitlerinde ibadet edilmez? Sizler için tüm bu soruların cevaplarını derlediğimiz yanıtları içeriğimizde bulabilirsiniz.
İkindi Namazından Sonra Uyumak Hakkında Dini Görüşler
Kerahat Vakti Nedir?
Kerahat vakti; güneşin doğuş, batış ve tam tepede bulunduğu vakitleri ifade etmektedir. İslam dininde ise kerahat vakti içerisinde nafile ve farz namazlarının kılınmasının mekruh olduğu belirtilmiştir. Yani, bu vakitlerde namaz kılmak harama yakın bir davranış olarak nitelendirilmiştir.
Günümüzde hala birçok insanın kafasını karıştıran konulardan biridir. Müslüman kardeşlerimiz bazen namaz vaktinin sonuna doğru aceleyle namazlarını kılmak istemektedirler. Ancak sevgili Peygamber Efendimiz’in de buyurduğu üzere namazı vakit girer girmez kılmanın sevabı çok büyüktür.
‘’Allah’ı devamlı olarak anar, namazlarınızı da vaktinde kılarsanız, Hâk Teâlâ ecir ve sevanınızı kat kat arttırır’’ (Taberani)
Öte yandan, kerahat vakitleri namaz kılmak mekruh, yani harama yakın bir davranış olarak kabul görmüştür. Nitekim, bazı kerahat vakitlerinde farz ve nafile, bazı kerahat vakitlerinde yalnızca nafile namazların kılınması mekruh olduğu belirtilmiştir. Peki buna göre, kerahet vakitleri ne zamandır?
Kerahat Vakitleri Ne Zaman?
„Rasûlüllah (s.a.v) bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasaklıyordu: Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gökyüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar.“ (Müslim, Müsâfîrîn, 293)
Bu hadiste belirtilen ve ibadet yapılması uygun bulunmayan vakitler şunlardır:
1- Güneşin doğmasından itibaren, 40-50 dakika sonrasına kadar geçen vakit.
2- Güneşin, başımızın üzerinde, tam dik bulunduğu vakit.
3- Güneşin batmadan önceki son 40-50 arası geçen vakit.
Sabah Kerahat Vakti:
Güneşin doğmasından sonraki ilk 45 dakikalık vakittir. Güneşin doğuşundan itibaren güneş ışınlarının gözleri kamaştırır hale gelinceye kadar geçen zaman dilimidir.
Bir hadiste Peygamberimiz (s.a.v) buyurmuştur ki; “Sabah namazından sonra uyumak rızka manidir.” (Beyhakî, el-âdâb, 1/276)
Yine bir diğer Hadis-i Şerifte; “Güneşin ucu görünüp iyice doğuncaya kadar kılacağınız namazı geciktirin. Güneş batmaya başlayıp iyice batıncaya kadar yine namaz kılmanızı geciktiriniz.” O vakitler, güneşe tapanların ibadet anlarıdır. (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 51; Ebû Davud, Salat: 5)
Güneşin doğuşundan sonraki ilk 45 dakika insan vücudunun en dinç olduğu vakittir. Bu vakitte özellikle günlük çalışmaya hazırlık yapılarak değerlendirilmesi dinen tavsiye edilmiştir. Bu nedenle bu vakitte uyumak sünnete uygun düşmez. Ancak yasak değildir.
Örneğin; tüm gece nöbet tutmuş birisinin sabah namazını kıldıktan sonra uyumasında peki tabi dinen bir sakınca bulunmamaktadır. Bu durum sünnete aykırı düşmez. Çünkü bu kişi tüm gece çalışmış ve sabah namazını da kılmıştır. Kerahat vaktinin geçmesini beklemesine ayrıca gerek yoktur.
Öğle Kerahat Vakti:
Güneşin tam tepe noktasında bulunduğu vakit öğle kerahat vaktidir.
Diğer kerahat vakitlerinin aksine güneşin en hareketli olduğu zaman diliminde uyumak sünnettir. Bu vakitte insan bedeninin dinlenmesi gerektiği tavsiye edilmiştir. Bu nedenle kaylule uykusu olarak bilinen kuşluk uykusu sünnettir ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) tarafından düzenli uygulanmıştır.
„Öğleyin kaylule yapınız. Muhakkak şeytanlar öğle vaktinde kaylule yapmazlar.“ (Müslim)
İkindi Kerahat Vakti:
Güneşin batmadan önceki son 40-50 arası geçen vakittir. Yani, güneşin sararak göz kamaştırmaz duruma gelmesinden itibaren güneş batıncaya kadar geçen süredir.
İkindi kerahat vaktinde insan fıtratı aktiftir. Bu nedenle bu vakitleri uyku ile öldürmemesi tavsiye edilmiştir. Çünkü ikindi kerahat vakti birçok iş kolu için en verimli vakittir. Bu vakit uykusuna feylule uykusu denmektedir. Feylule uykusu insanın verimini azalttığı için dinen hoş görülmemiştir.
Ancak bu durumun da istisnası vardır. Örneğin; gündüz aralıksız çalışan birisinin gücü kalmamışsa veya akşam tekrar mesai yapması gerekiyorsa uyumasında sakınca yoktur. Bu halde dinen bir sakınca olmaz.
KERAHAT VAKTİ NAMAZ KILINIR MI?
Kerahat vakitlerinde ibadet etmek özellikle hoş karşılanmamış ve harama yakın mekruh kabul edilmiştir. Bunun en önemli sebebi İslam öncesi dönemde kerahat vakitlerinde güneşe tapan kafirler ibadet ederlerdi. Bu sebeple özellikle bu vakitlerde namaz kılınması dinen hoş görülmemiştir.
Nitekim Peygamber Efendimiz’inde (s.a.v) bir Hadis-i Şerifte buyurduğu üzere kerahat vakitlerinde namaz kılmak bırakılmalıdır, çünkü güneş şeytanın boynuzları arasında doğar ve batar.
Güneş, şeytanın iki boynuzu arasından doğar, o saat güneşe tapan kafirlerin dua ve ibadet saatidir. Güneş bir mızrak boyu yükselip iyice ışık saçmaya başlayıncaya kadar namaz kılmayın. Sonra gündüzün ortasında mızrak boyu güneş yükselinceye kadar kılınan namazda melekler hazır olur ve şahitlik yaparlar. Güneş tepede iken Cehennem kapıları açılır ve ateşin şiddeti artar. O anlarda da namaz kılmayı bırakın, güneş batı tarafına kayıp gölgeler uzayıncaya kadar kılmayın. Ondan sonraki güneş batıncaya kadar kılınan namazlara melekler hazır olur ve şahitlik ederler. Çünkü güneş şeytanın boynuzları arasından batar, o saat güneşe tapan kafirlerin ibadet ve dua saatleridir.” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 182; Müslim, Salat-ül Müsafirin: 52)
Hadiste yer alan „şeytanın iki boynuzu“ ifadesi şeytanın güneşin doğduğu ve battığı yerin hizasında dikildiği anlamına gelmektedir.
Ayrıca bu vakitlerde namaz kılmanın mekruh olması, Müslümanlara namazı vaktinde kılma alışkanlığı kazandırmaktadır. Her ne kadar namaz en önemli dini ibadetlerden olsa da açıklanan sakıncalar nedeniyle kerahat vakitlerinde namaz kılmak mekruhtur.
Bu halde kerahat vakitlerinde namaz kılmak sünnete aykırı ve dinen uygun değildir. Allah’ın vahyine uymalı ve namazı doğru vakitte acele olmaksızın yerine getirmeliyiz.
KERAHAT VAKTİ UYUMANIN ZARARLARININ BİLİMSEL AÇIKLAMASI
Dinen uygun bulunmayan her durumun mantıklı ve bilimsel bir açıklaması bulunmaktadır. İkindi ile akşam arası neden uyunmaması ve sabah kerahatinde uykunun uygun bulunmamasının da bilimsel nedenleri bulunmaktadır.
Kerahat Vakti Uykunun Zararları Nelerdir?
Vücudumuzu zinde tutan kortizol hormunu kanda en yüksek seviyesine sabah saatlerinde ulaşır. Güneş doğana kadar geçen 45 dakika gaylule olarak isimlendirilir ve gaylule uykusunda, tıp bilimine göre hormonal değişimler meydana gelmektedir. Ayrıca araştırmalara göre bu vakit gelene kadar vücut dinlenmiş olur ve dinç olarak yataktan kalkmış olur. Ancak bu vakti uyuyarak geçirmek insan bünyesini sersemleştirmektedir. Ayrıca hormonal değişimlere sebebiyet vermektedir.
İkindi ile akşam arasında neden uyunmaması gerektiği ile ilgili olarak da şöyle açıklanmıştır. İkindi uykusu insanda ağır sersemlik hali meydana getirir. Bu nedenle özellikle ikindi ile akşam arasında uyku tavsiye edilmez. Çünkü tansiyon ve kalp atışları ikindi vakti en yüksek seviyeye ulaşır. Dolayısıyla bu vakitte hücreler en yüksek aktivite ile çalışmaktadır. Bu nedenle sürekli olarak ikindi ile akşam arasında uykunun kalp rahatsızlıklarına neden olduğu belirtilmektedir.
Bu durumun aksine, kuşluk vaktinde uykunun verimi artırdığı tespit edilmiştir. İspanyol ülkelerinde siesta olarak bilinen kuşluk vakti uykusu Peygamber Efendimiz’in de günlük uyku düzeninin bir parçasıydı. Çünkü bu saatler arasındaki yarım saatlik uyku gece 2 saat uyumaya bedeldir.